çok hassas - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

çok hassas



Sens de "çok hassas" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)

Turc Anglais
General
çok hassas supersensitive adj.
çok hassas keen adj.
Technical
çok hassas highly sensitive adj.
çok hassas keen adj.

Sens de "çok hassas" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

Turc Anglais
General
zamanı çok hassas dilimler halinde ölçen alet chronometer n.
başkalarının duygularına karşı çok hassas olan ve empati yeteneği çok gelişmiş kimse empath n.
özellikle biyolojik çalışmalardaki hassas işlemlerde kullanılan çok ince iğne microneedle n.
Phrases
(birine/bir şeye) karşı çok hassas olmak yearn over (someone or something) v.
'-e karşı çok hassas olmak yearn over v.
Colloquial
çok hassas bir şey, yazı, konu glop n.
Idioms
çok hassas şey candle in the wind n.
birine karşı çok nazik ve hassas davranmak handle someone with kid gloves v.
çok hassas olmak have a heart of glass v.
(birine/bir şeye) karşı çok nazik ve hassas davranmak handle (someone or something) with kid gloves v.
birine karşı çok nazik ve hassas davranmak treat someone with kid gloves v.
(birine/bir şeye) karşı çok nazik ve hassas davranmak treat (someone or something) with kid gloves v.
Speaking
benim için çok hassas bir konu that's a very sensitive subject for me expr.
Technical
nicel kimyasal analizlerde kullanılan çok hassas terazi chemical balance n.
çok hassas hava filtresi hepa filter n.
çok hassas hava filtresi absolute filter n.
çok hassas mikrometre ultramicrometer n.
çok hassas bir vericiye sahip telefon dictograph n.
çok hassas hava filtresi içeren hepa adj.
çok hassas hava filtresi kullanan hepa adj.
çok hassas hava filtresi olan hepa adj.
Medical
vücudun çok küçük veya hassas kısımlarında uygulanan ameliyat teknikleri ile ilişkili microsurgery adj.
Anatomy
deri ve muköz zarların çok hassas ve vasküler tabakası enderon n.
Astronomy
çok uzak bir noktada bulunması nedeniyle hareketinin hassas gözlemler sonucu hesaplanabildiği bir yıldız türü fixed star n.
Meteorology
çok hassas altimetre precision altimeter n.
Military
çok üstün hassas tapa supersensitive fuze n.
Slang
dijital bir görüntünün çözünürlüğü, netliği ve kalitesi konusunda çok hassas/dikkatli kimse pixel peeper n.